Diabet ve Nöropati


Diabet, çok çeşitli nöropatilere neden olmaktadır. Diabet hastalarının üçte ikisinde nöropatiye ait bulgular olabilmekle birlikte diabet tanısı almadan yıllar önce bile hastalarda sinir hasarı gelişebilmekte ve buna bağlı şikayetler ortaya çıkabilmektedir.

Nöropati gelişen hastaların yaklaşık yarısında simetrik bulgular (diabetik sensorimotor polinöropati) ortaya çıkarken, dörtte birinde elde uyuşma ve güç kaybı ile giden karpal tünel sendromu, yaklaşık %5’inde kabızlık, erektil disfonksiyon (impotans), ani kan basıncı (özellikle ani ayağa kalkmada baş dönmesine neden olan ortostatik hipotansiyon) ve/veya kalp hızı değişiklikleriyle seyreden otonomik nöropati, %1 hastada ise özellikle tek bacakta güçsüzlük şeklinde karşımıza çıkan asimetrik proksimal nöropati (diabetik amiyotrofi) gözlenmektedir.

Diabetik Sensorimotor Polinöropati

Simetrik, el ve ayakları kol ve bacaklara göre daha fazla tutan, daha çok duyusal özellikleri olan (motor lifler daha az etkilendiği için kuvvetsizlik nadirdir) ve en sık görülen tipidir. Kısaca diabetik polinöropati olarak adlandırılır.

Bilinenin aksine bu hastaların şikayetleri ve ağrıları (uyuşma, karıncalanma, yanma gibi) azdır. Genellikle el ve ayaklarda his kaybı görülür. Ancak ileri ve ağır hastalarda güçsüzlük şikayetlere eklenebilir. Hastaların şikayetlerinin az olmasına rağmen EMG yapıldığında belirgin sinir hasarı saptanır.

Ağrısı olan hastalarda ağrı tedavisi dışında sinir hasarını geri döndürebilecek bir tedavi henüz yoktur. Kan şekerinin düzenli kontrolü nöropatinin gelişimini ve ilerlemesini önlemek için çok önemlidir.

İnce Lif Nöropatisi

Diabet tanısı almış hastaların yaklaşık %50-60’ında, bazı hastalarda diabet tanısından önce ortaya çıkan bir nöropatidir. Derinin hemen altında yerleşen ağrı ve ısı duyularını taşıyan ince liflerin hasarı ve kaybıyla ilişkilidir. Hastalar, özellikle ayaklarda olan yanma, karıncalanma, donma, elektriklenme, uyuşma gibi “nöropatik ağrı" olarak adlandırılan şikayetlerden yakınırlar.

EMG (sinir iletim çalışmaları) bulguları bu hastalarda genellikle normaldir. Hastanın şikayetlerine ek olarak lokal anestezi altında 3-5 mm’lik bir deri parçası çıkarıldıktan sonra mikroskopta sinir liflerinin değerlendirilmesiyle (deri punch biyopsisi) tanısı konulabilmektedir.

Hastaların ağrı şikayetleri için çeşitli tedaviler mevcuttur. Bunun dışında kan şekerinin yakın takibi ve kontrol altında tutulması sinir hasarının gelişimini ve ilerlemesini önlemede etkilidir.

İnsulin Nöriti

İnsulin tedavisinin başlamasını takiben nadiren ortaya çıkan ani ağrılı bir nöropatidir. Ağrı tedavisi ve yakın kan şekeri kontrolü ile hastalarda düzelme gözlenir.

Diabetik Otonomik Nöropati

İç organlara giden, kalp hızını, kan basıncını, damar genişliğini, bağırsak hareketlerini vb düzenleyen sinirlere otonomik sinir adı verilir. Genellikle ileri yaştaki ve uzun süredir diabeti olan hastalarda gözlenir.

Baş dönmesi (özellikle ani ayağa kalkmayla ortaya çıkan), kabızlık, ishal, erektil disfonksiyon (impotans), hazımsızlık (mide hareketlerinin azalmasıyla), terleme değişiklikleri hastaların en sık şikayetlerindendir.

Hastanın şikayetlerine göre uygun tedavi seçilmektedir.

Diabetik Radikülopleksus Nöropati (ve Diabetik Amiyotrofi)

Omurilikten başlayarak sinirin tutulduğu bir nöropati tipidir. En sık belden bacaklara giden sinirlerin tutulduğu diabetik amiyotrofi (diabetik lumbosakral pleksopati) görülür. Genellikle bacağın üst kısmı (uyluk) tek taraflı olarak tutulur. Şiddetli ağrı ve güçsüzlük yaratır. Beraberinde kilo kaybı mevcuttur. Çoğunlukla orta ve ileri yaştaki tip 2 diabeti olan hastalarda gözlenir.

Erken dönemde bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (sıkı kan şekeri kontrolü yapılarak kortizon, IVIg vs) kullanılarak tedavi edilebilmektedir.

Diabetik Kraniyal Nöropati

Beyinden çıkan ve göze, buruna, kulağa, yüze giden sinirlere kraniyal sinir adı verilmektedir. Bu sinirlerin hasarlanmasına bağlı olarak diabetli hastalarda en sık çift görme ve yüz felci ortaya çıkabilir. Bu nöropatiler genellikle geçicidir.

Mononöropatiler

Diabetik hastalarda tek bir sinirde, özellikle basınca maruz kalan sinirlerde hasarla giden mononöropatiler gözlenebilir. Bunlardan en sık olanı ve en iyi bilineni elde uyuşma, his kaybı ve ağır olgularda güçszülükle giden karpal tünel sendromudur. Bu durumda ele giden median sinir bilek hizasında sıkışarak şikayetlere yol açar.